2 Yaş Özel Bir Yaş

Diğer Yazılar

DOĞAL ABA Nedir?
Aile Danışmanlığının Önemi
Depresyon Nedir?
Otizmli Çocuğa Sahip Ailelerin Yaşadıkları Kaygılar ve Aşamalar Nedir?
Çocuğunuzun Arkadaşlık İlişkilerindeki Rolü
Çocuklarda Yaratıcılığı Geliştiren Oyunlar
Rett Sendromu Belirtileri Nelerdir?
Empati Duygusu Nasıl Gelişir?
Down Sendromunda Eğitim Hakkı
İndigo Çocuk Nedir?
Atipik Otizm Nedir?
Çocuklarda Uyku Düzeni ve Uyku Bozuklarını Giderme Yolları
Sınav Kaygısı İle Başetmek Mümkün!
Stres İle Nasıl Başa Çıkarız?
Televizyon ve Bilgisayar Oyunlarının Çocuğun Gelişimine Etkileri
Çalışan Annelerimiz
Çalışmak, Çalışmak ve Verimli Ders Çalışmak
Tırnak Yeme Problemi
Çocuklarda Alt Islatma Problemi
Kardeş Kıskançlığı
Çocukları Okula Başlayan Ailelere Bazı Öneriler
Mutlu Çocuk
Yaygın Gelişimsel Bozukluk
Çocuklarda Kitap Okuma Alışkanlığı
Okula Uyum Süreci ve Okul Fobisi
Ergenlikte Öfke
Öfkemizi Nasıl Kontrol Edebiliriz?
Çocuğum Okuma Yazma Becerisini Kazanmaya Hazır Mı ve Okul Olgunluğunu Kazanmış Mı?
Çocuklarda İzinsiz Alma Davranışını Önlemek İçin Neler Yapmalıyız?
Ailenin Önemi
Çocuk ve Ergenlerde Sosyal Kaygı
Çocuğumuzu Duyabilmek, Dinleyebilmek...
7 - 11 Yaş Çocuğunun Özellikleri - Görülebilecek Davranış Problemleri
6 - 12 Yaş Döneminde İletişim
3 - 6 Yaş Çocuğu İle İletişim Kurma Becerisi
Boşanmaların Çocuk Üzerindeki Etkileri
Anne Baba Tutumlarının Çocuk Üzerindeki Etkileri
Evlilikte Mutluluğu Bulabilir miyiz?

Çocuğumuz 2 yaşına geldiğinde 2 yaş sendromu dediğimiz inatçılık ve isteklerinde ısrarcı olma dönemine girmektedir. Ebeveynlerin en çok sıkıldıkları ve çocukları ile yoğun çatışmalara girdikleri dönemdir. Bu dönemde çocuklar kimlik savaşı verirler. Önce olmadık şeyleri kendileri yapmak isterler, daha sonra söylenen her şeye “hayır” direnci gösterirler.

Ebeveyn olarak bazen çocuğumuzu tanıyamıyoruz. Onun ısrarcı tutumuna şaşırıp kalabiliyoruz. Dönemin özelliklerini bilirsek her çocuğun bu aşamadan geçtiğini düşünerek, davranışlarının olağanlığını kabul edip rahatlayabiliriz.

İnatçı yaklaşıma ısrarla karşılık vermek ve "Benim dediğim olmalı yoksa çocuk şımarır, önünü alamam" düşüncesine kapılmak maalesef iyi sonuç vermiyor. Sadece içinde bulunduğu 2 yaş sendromunun süresini uzatmış oluyoruz. Eğer çocuğumuza “ Hayır” kelimesini çok kullanmadan yapmasını istediğimiz davranışları pozitif cümlelerle anlatmaya çalışırsak, örneğin, “Terliği ağzına götürme!” yerine ”Terliği ayağımıza giyiyoruz. Bak bu havucu ağzına alabilirsin.” dememiz pozitif bir yaklaşımdır. Çocuğumuza zarar vermediğini bildiğimiz bazı isteklerini yerine getirmemiz aramızdaki iletişimi güçlendirir. Ben kimliğini kazanmasını destekler. Örneğin, boya yaparken önlük giymek istemiyorsa üstünün kirleneceğini göze alarak izin vermeliyiz.

Yasaklar ve cezalar yerine ödüllerimiz çok olmalı. Yaptığı her doğru davranış sözel ifadelerimizle pekiştirilmeli. Örneğin duvarı çizen çocuğumuzun kalemi elinden almak yerine, kağıt verip kağıda çizdiğinde aferin demek gibi.

İsteğinin yoğun olduğu durumlarda çocuğumuza alternatifler sunmalıyız. Mesela, sokağa çıkarken mont giymek istemeyen çocuğa kalın bir kazak, hırka veya başka bir mont önerilmeli. Seçimi çocuk yapmalı.

Çocuğumuzun sağlığını tehlikeye düşürmeyen konularda uzlaşmacı tavır sergilemeliyiz ancak caddede yürürken elini bırakıp koşmak isteyen bir çocuğa da neden bırakmaması gerektiği açıklanmalı onun duygularını anladığımızı dile getirmeliyiz. Örneğin, "Evet ben seni anlıyorum. Caddede koşmak hoşuna gidiyor. Ama koşullar koşmana uygun değil. Etraf tehlikelerle dolu, elimi tutmanı istiyorum." demeniz onun duygularını paylaştığınızı gösterir ve sizi sürekli engel koyan biri olarak görmez.

Bu dönem, sabırlı olmamız gereken dönem. Unutmayalım 2 yaş çocuğu sürekli “hayır” diyen bizi reddeden, sınırlarımızı zorlayan bir çocuktur. Bu zor dönemi daha kolay atlatmak için, sorun çıkmadan önce tedbir almalıyız. Çocuğun zarar vereceği veya kendisinin zarar göreceği eşyaları ortadan kaldırmalıyız. Böylece “ona dokunma” demek zorunda kalmayız. “Hayır” her koşulda herkesin engellediği bir durum olmalıdır.
Çocuk iki parmağını prizin içine sokuyorsa bu herkesçe "hayır" denmesi gereken bir durumdur. Ama yemekten önce çikolata yiyorsa herkesin "hayır" demesi gerekmeyebilir. Aile içinde bu konuda birlik içinde olunmalı, annenin "hayır" dediğine baba da "hayır" demelidir. Boş tehditlerle çocuğumuzu korkutmamalıyız. ”Senin annen olmayacağım, seni polis amcaya veririm, seni bırakıp gideceğim.” gibi tehditlere inanır ve güven problemi yaşayabilir.

2 yaşında artık çocuğumuz bizimle birlikte yemek yemeli, kendisini ailenin bir parçası gibi hissetmeli. Hangi yemekten ne kadar yiyeceğine kendisi karar vermeli. Bizim görevimiz ona sağlıklı seçenekler sunmak olmalı.

Bu yaşta çocuk paylaşmayı bilmez mülkiyet kavramı gelişmemiştir, her şeyin kendisine ait olduğunu zanneder. Bu nedenle başka çocuklarla inatlaşabilir. İlgisini sevdiği bir alana yönlendirebilmeliyiz.

Başka çocuklarla aynı ortamda olmayı sever ancak birlikte oynamaz biz bu döneme paralel oyun dönemi deriz.2 yaşın sonunda 2-3 kelimelik cümleler kurabilir ancak çok daha fazlasını anlar. Onunla oyunlar oynayın. TV karşısın da saatler geçirmesine izin vermeyin, yaşına uygun programları izlerken de yanında olun. Ona kitap okuyun, şarkı söyleyin ve onunla konuşun.

2 yaşından itibaren korkunun koşullanma yoluyla öğrenildiğini görürüz. Anne ve baba neden korkuyorsa çocuk da ondan korkar. Anne sürekli “orası karanlık gitme” dediğinde karanlıktan korkacaktır.

İki yaşında çocuğu olan anne ve babaların, iletişim kurarken, dolaylı olmayan ve ima içermeyen konuşmalar yapması gerekir. Örneğin çocuk yemeğini yemediğinde “Yeme yeme, sen böyle yapmaya devam et, sen bilirsin” gibi serzeniş içeren konuşmaları, çocuk, gerçek zannedip o davranışı sergiler.

Örneğin “Bunu bir daha asla görmek istemiyorum, bunu yaptığında babana söylerim” gibi tehditler de bu yaş çocuklarında etkili olmaz. Anne ve babalar özellikle "hayır" kelimesini çok sık kullanmamalıdır. Çocuk olumsuz davranışları yapmayı arttıracak ve gerçekten “hayır” kelimesine duyarsızlaşacaktır.

Gelecekte “hayır” ve “ evet” terimlerini yerinde kullanabilen nesiller yetiştirmeniz dileği ile hoşça kalın.

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı & Aile Danışmanı Meral HASANDAYIOĞLU