Çocuklar genellikle 18- 24 aylık olduklarında tuvalet eğitimi almaya hazır durumdadır. Kasları yürüme ile birlikte tutma bırakma işlemini gerçekleştirebilecek özelliktedir. Baskıcı olmayan ödül ve ilgiye dayalı bir eğitimle 4 yaşa kadar kuruluk alışkanlığı kazandırılır. Arada sırada kazalar olması bu dönemde normaldir. Ancak, 5 yaşından sonra gece veya gündüzleri oluşan istem dışı idrar kaçırma olayı varsa ve ayda en az iki defa görülüyorsa bu durumu problem olarak görebiliriz. Halk arasında alt ıslatma dediğimiz sıkıntıya tıp dilinde enürezis denir. Bu durum, çocuğun sosyal uyumunu ve ruh sağlığını olumsuz etkileyen bir sağlık sorunudur.
Çocuklarda alt ıslatma olayı, küçük miktarda kaçırmanın ötesinde idrarın tümünü boşaltmak biçimindedir. Anneleri ertesi sabah iç çamaşırı, pijama ve çarşaflarını hatta şiltelerini ıslak bulurlar. İlkokul çağına kadar kısmen hoş görülen bu durum, ailenin olduğu kadar çocuğun kendisi için de önemli bir sorundur.
Yapılan araştırmalar sonucu alt ıslatmanın oldukça yaygın olduğunu göstermektedir. İnsanlık tarihinde kayıtları bulunan en eski sağlık problemlerinden biridir. 5 yaş civarında % 20, 10 yaş civarında % 5,gençlikte % 2 ve yetişkinlerde de % 1 oranında yaşanır. Alt ıslatma sorununun yıllar içerisinde kendiliğinden düzeldiğini bu rakamlarda göstermektedir. Ancak sorununun kendiliğinden geçmesini beklemek doğru değildir. Çocuğu sarsan ve aileyi zor durumda bırakabilen bu rahatsızlığı tedavi etmek hem gereklidir, hem de mümkündür. Erkek çocuklarda daha yaygın olarak görülen alt ıslatma okul çağlarında; eğitim kampları, yatılı okul, kurs, askerlik ve evlilik dönemlerinde önemli bir psiko sosyal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yapılan araştırmalarda psikolojik sorunların alt ıslatmaya değil daha çok alt ıslatmanın bazı davranış bozukluklarına veya uyumsuzluğa yol açtığı ileri sürülmektedir. Ayrıca strese, özgüven eksikliğine, benlik saygısında azalmaya, içine kapanmaya, sosyal İzolasyona ve başarıda düşüş yaşanmasına neden olur. Çocuğun yaşı arttıkça aileler için de sosyal ve ekonomik açıdan sorunlara yol açmaktadır. Çocuklar büyüdükçe bakımları zorlaşmaktadır, ailelerin günlük aktiviteleri ve sosyal ilişkileri etkilenmektedir. Gece yatağını ıslatan 5-18 yaş arası çocukları olan aileler için yatak, yorgan, çarşaf ve çamaşırların ıslanıp kirlenmesi, evin kötü kokması, çocuğun temizlenmesi ve okula yetiştirilmesi hep bir problem ve üzüntü sebebi olabilir. Bazı araştırmalara göre,gece altını ıslatmak psikolojik değil, ürolojik bir rahatsızlıktır. Asıl psikolojik sorun, çocuk altını ıslattığı için duyduğu utanç ve suçluluk duygusuna bağlı olarak ortaya çıkar.
Alt ıslatma ile ilgili bazı yanlış inanış, tutum ve davranışlar da vardır. Örneğin; toplumda gece altını ıslatmanın zamanla geçen normal bir durum olduğuna dair yanlış bir inanış bulunmaktadır. Hatta sünnet olunca, ergenlikte, askere gidince, evlenince veya doğum yapınca geçeceğine inanılır. Yaş ilerledikçe bazı vakalarda kendiliğinden düzelmeler görülebilir ancak ne zaman olacağını kimsenin bilmediği bu düzelmeyi beklemek çocuğun veya kişinin ruhsal yapısında derin yaralarbırakacağından ve sosyal hayatını olumsuz etkileyeceğinden hatalı bir tutum olur.
Gece alt ıslatmanın bir tabu olarak kabul edilip, aile içerisinde bile kimi zaman babadan dahi saklanması büyük ölçüde yaygın bir davranış olarak görülmektedir. Bunu sorun olarak görmeyip tedavi için doktora gitmeyenler, ancak çocuk askere ya da yatılı okula gitme aşamasındayken veya evleneceği zaman doktorun kapısını çalanlar maalesef çoğunluğu oluşturuyor. Bu kadar uzun süre, tedavi yerine bunun aile içinde sır olarak saklanması da sarsıcı bir durumdur ve yanlış tutumdur.
Yatak ıslatma, ceza ile tedavi edilemez. Tam aksine cezalandırma, ters etki yaratabileceği gibi, çocuğun özgüven ve direncini de kırıp psikolojik sorunlara sebep olabilir. Buna rağmen, ailelerin sık sık ceza yöntemini uyguladıkları bilinmektedir.
Birçok aile, çocuğun yatağını tembellikten ıslattığına veya tamamen psikolojik kökenli olduğuna inanır. Bunlar yanlıştır. Gece, çocukları rastgele saatlerde kaldırıp tuvalete götürerek hastalığın geçeceği sanılır, bu da yanlıştır. Ayrıca yaygın bir inanışta da, sünnet, ilk adet görme ve askere gitme gibi olaylarla yatak ıslatmanın kesileceğidir.
En yaygın yanlış inanç, tedavinin kısırlık yapacağıdır. Hiçbir tedavi metodunun, uzaktan yakından kısırlıkla ilişkisi yoktur. Bu yanlış inanış, birçok çocuğu tedaviden mahrum bırakmaktadır.
Yatak ıslatma çocuğunuzun bilinçli bir davranışı değildir. Onun kontrol etmesi mümkün olmayan işlev bozukluklarıdır. Çocuğun gece altını ıslatması anne babanın onları iyi eğitememiş olması anlamına da gelmez. Altını ıslatma sorunu çocuğun büyümesi sırasında idrar kontrolü ile ilgili bazı kasların olgunlaşmasının gecikmesi ile ilişkilidir. Anne babanın çocuğun yatak ıslatmasına tepki ile yaklaşması veya cezalandırma yolunu seçmesi sorunu çözmek bir yana çok daha derinleşmesine yol açabilir.
Doğru tedavi için mutlaka sağlık kurumlarında konunun uzmanlarından yardım alınmalıdır.
Alt ıslatmanın nedenlerini bulup tedavisini sağlarsak daha doğru davranmış oluruz. Nedenleri Şunlar olabilir.
İdrar kesesi ve idrar tutmaya yarayan kasların kontrolü sinir sistemi tarafından yapılmaktadır. Ağır uykuda sinir sisteminin kaslar üzerindeki hâkimiyeti zayıflamakta, mesanenin doluluğu ile ilgili uyarımı algılamakta gecikmeler yaşanmaktadır. Bu durum alt ıslatmaya neden olabilir. Ebeveynler yatağını ıslatan çocukların bir kısmının uykularının ağır olduğundan söz ederler. Gerçekten de altını ıslatma sorunu olan çocukların önemli bir bölümünde uyku sırasında idrar kesesinin doluluğu, diğer bir deyişle idrar yapma ihtiyacı hissedilmemektedir. İdrarı gelen çocuk uyanamamaktadır. Bunun sonucu olarak çocuk uykusunda sıkıştığını hissedip uyanmadan refleks olarak idrarını yapmaktadır.
Bazı altını ıslatan çocuklarda ise gece üretilen idrarın normalden fazla olduğu saptanmıştır. Gece üretilen idrarın fazla olması durumunda mesane kapasitesi aşılmakta ve uykuda idrar yapma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu durum uykunun ağır olması faktörü ile birleşince gece altını ıslatma ortaya çıkmaktadır.
Gece altını ıslatan çocukların bir kısmında ise idrar kesesinin çalışması ile ilgili bozukluk saptanmaktadır. İdrar yapma ihtiyacı uyandıracak kadar idrar birikmese de, mesanenin dolması sırasında ortaya çıkan ani sıkışma hissi zamansız idrar yapmaya, yatağı ıslatmaya yol açmaktadır.
Dikkat edilirse gece yatağı ıslatmaya yol açan nedenler çocuğun suçu, ailenin de hatası olmayan ama tedavi edilmesi gereken durumlardır.
Gece yatak ıslatma, erkek çocuklarda kızlardan 2 kat fazladır. Bunun kesin nedeni bilinmemekle beraber, tıpkı ergenlik çağına girmede görüldüğü gibi, kızlarda gerek sinir sistemi gerekse kaslardaki olgunlaşmanın biraz daha erken olmasına bağlanabilir. Ergenlikte cinsiyetlerde görülme oranı eşitlenir.
Gece yatak ıslatma sıklığı yaş arttıkça azalır, ancak şiddeti artar.
Enürezisin kalıtımsal faktörlerden etkilendiği uzun yıllardan beri bilinmektedir. Bu alanda yapılmış çalışmalardan edinilen bilgilere göre; ana-babadan her ikisi enüretik olduğunda çocuklarda %77, yalnız biri enüretik olduğunda %44, hiçbirinde yatak ıslatma öyküsü olmadığında ise oranında enürezis ihtimali bulunmaktadır.
Birçok genetik geçişli hastalıkta olduğu gibi, yatak ıslatma da dede, büyükanne, amca, dayı, teyze, kardeşler gibi değişik yakınlıktaki akrabalardan geçebilir.
Şeker ya da yalancı şeker hastalığında, çok su içmeye bağlı alt ıslatmaları olur. Ayrıca idrar yolları enfeksiyonları, kum dökme, bağırsak parazitleri, kansızlık, kalsiyum, magnezyum ve çinko eksikliği, A, B, D ve E vitaminleri eksiklikleri, geniz eti ve iri bademcikler de sebeplerindendir. Kansızlık, geniz eti gibi durumlar, uykuda kandaki oksijenin azalması ve karbondioksitin fazlalaşmasına sebep olur. Bu durumda uyku çok ağırlaşır ve merkezî sinir sisteminin bütün sistemler üstündeki kontrolü çok zayıflar. Sinir ve kas sistemi hâkimiyetinin azalmasıyla da alt ıslatma meydana gelir.
Bazen de sonradan başlayan gece alt ıslatmasının, çocuğun çok ilgi gördüğü ve kendisinin merkez olduğu bir dönem olan bebekliğe bilinç dışı geri dönmesi ve orada kalmak istemesinden kaynaklanabilir. Bu yolla çocuk, anne ve baba ilgisinin uzamasını isteyebilir. Anne- baba geçimsizliği ve aile içi huzursuzluk, yeni kardeş gibi durumlarda gece alt ıslatmaları bir intikam ve tepki gösterme yolu da olabilir. Çeşitli kaygılar, çocukta depresyon yapabilir. Bu da uykunun ağırlaşmasına sebep olur. Gece alt ıslatması tik, kekemelik, tırnak yeme, aşırı kıskanma, derslerde başarısızlık gibi problemlerden biri ya da birkaçıyla beraberse psikolojik kaynaklı olabilir. Genel olarak hem gece hem gündüz idrar kaçırmaya, idrar yolları iltihabı ya da kum dökmede sık rastlanır. Bedensel problem yok sa, psikolojik sorunlardan kaynaklandığı düşünülür. Önce sebebin araştırılması gerekir. Bunun için idrar ve kan tahlili gibi kolay, ucuz ve basit araştırmalarla başlanır. Ultrasonla böbrek ve mesaneye bakılır, solunumu engelleyen geniz eti, bademcik, kronik bronşit gibi rahatsızlıklar araştırılıp hiçbir mikrobik, organik sebep bulunmazsa aile ve çocukta psikolojik problem aranır. Sebep bulunduğu zaman tedavi kolaylaşır.
Çocuğu ruhsal açıdan zor durumda bırakabilen yatak ıslatma sorununu tedavi etmek hem gereklidir, hem de mümkündür.
Yataklarını ıslatan çocukların belli oranda toplumdan kaçma eğiliminde oldukları, ve daha çok dikkat sorunları yaşayıp, agresif davranışlarda bulundukları da görülmüştür.
Yapılan araştırmalarda 8-16 yaş arasında yatak ıslatma sorunu yaşayan çocuklarda bu sorunun olumsuz etkisi, ebeveyn kavgası veya boşanmasının ardından çocuk üzerindeki en travma tik sonuca yol açan üçüncü sorun olarak yer aldığı saptanmıştır.
Alt ıslatmanın bilinen sebeplerini özetlersek şunlar sayılabilir:
- Ailede fertlerinde daha önce benzer duruma rastlanmış olması,
- İdrar torbasının yeterince büyümemiş olması, (Bu çocukların gündüz saatlerinde de sık idrara çıktıkları dikkati çeker)
- İdrar torbasında normalde olmaması gereken, bilinç dışı gelişen kasılmalar,
- Uykunun derin olması (çocuğun mesanesinin dolması nedeniyle beyne giden habere rağmen uyanamaması)
- Gece üretilen idrar miktarının mesane kapasitesinden fazla olması
- Mesane ile ilgili kasların gelişmemesi ve bazı işlev bozukluluklarının olması.
- Bazı hastalıkların (idrar yolları enfeksiyonu, diabet, kansızlık.v.s) etken olması.
Alt Islatmada Tedaviye Ne Zaman Başlanmalı?
Alt ıslatma sorunu olan bir çocukta tedavi ancak 5 yaşından sonra düşünülür.
Tedavi planlanan bir çocukta bu problemin gerçek sebebinin doğumsal bir yapı bozukluğu olmadığından emin olmak gerekir. Genellikle bir idrar tahlili ve ultrasonografik inceleme ile idrar iltihabı ve böbrek-idrar torbası yapılarında anatomik bozukluk olmadığı tespit edildikten sonra “alt ıslatma” sorunu tedavi edilmeye çalışılır.
Altını ıslatan çocuğu, yaşı kaç olursa olsun cezalandırarak veya korkutarak vazgeçirmek mümkün değildir. Gece alt ıslatmanın tek bir psikolojik sebebe bağlı olduğunu düşünmek de yanlıştır. Kıskançlık (yeni bir kardeşin gelmesi) veya çocuğun iç dünyasına etki eden ailesel nedenlerin alt ıslatmaya yol açtığı fikrinin ne kadar doğru olduğu da belli değildir.
Alt Islatmada Tedavi Yöntemleri
Alt ıslatmalarının tüm sebeplerinin hala tam açıklığa kavuşmamış olduğunu bilerek, günümüzde alt ıslatmada tedavi yollarına bir göz atalım: Gece tuvalete kaldırmak sıklıkla başvurulan bir yöntem olmasına karşın, yararı çok azdır. Aksine mesane daha sık idrar yapmaya alışacağı için sorun daha da ağırlaşır. Bu konuda ilk yapılması gereken; bir çocuk doktoruna gidip böbrek fonksiyonlarıyla ilgili bir problemin olup olmadığını kontrol etmektir. İkinci adım olarak; çocuğunuzun sizin algılamadığınız başka bir sorunu var mı ona bakın. Eğer önemli bir ailevi problem varsa bu da neden olabilir. Özellikle erkek çocuklar babayla bir problem yaşarsa bu sorun gündeme gelir. Sorun yok sa; gece mutlaka yatmadan tuvalete gitmesini, akşam yatma saatine doğru meyve suyu içmemesini, eğer bu sorunla karşılaşırsa odasına temiz çamaşır koyacağınızı ve ıslanan çamaşırları kirli sepetine atmasını kimseye söylemeyeceğinizi anlatın. Daha sonra mesane kapasitesini artırmak için gün boyu bol sıvı almasını sağlayın ve dayanabileceği noktaya kadar tuvalete gitmemesini söyleyin. Bütün bunlardan sonra aile içinde bu konu ile ilgili konuşulmaması gerektiğini açıklamalı. Eğer altını ıslatmışsa çarşaflarını o farkına varmadan değiştirin. Kesinlikle bu konuda bir hoşnutsuzluk hissettirmeyin. Bu ailenin tüm fertleri için de geçerli! Çocuğun odasının ayrılması ve tek yatması da sorunun çözümüne yardımcı olur. Ayrıca başarılı olacağı sportif faaliyetlere yönlendirerek kendine güven duymasını sağlayın. Süre tanıyın ve çocuğunuzu her yönden destekleyin. 5-6 yaş döneminde, çocuk henüz durumunun bir sorun olduğunun farkında değildir. Doktorunuz bunun bir sorun olduğunu çocuğunuza anlatacaktır.
Tedavi hangi türde olursa olsun sonuca varmak uzun sürer, moral bozukluğuna girmeyin. Gece yatmadan önce sıvı alımının azaltılması ve yatmadan önce idrara çıkılması hep ilk akla gelen tavsiyedir. Fakat bunun dışında, gündüz saatlerinde okul tuvaletlerinin temiz olmaması ve benzer sebeplerle uzun süreler idrarını tutan çocukların bu alışkanlıklarından vazgeçirilmesi de gerekir. Okul sorumluları ile konuşup tuvalet kirliliğine bir çözüm bulmaya çalışın.
Daha çok küçük çocukları motive etmek, alt ıslatma istatistiği elde etmek için kullanılan ve sizin tutacağınız “güneşli günler” çizelgesinde alt ıslatma olmadığı günler çizelge üzerinde birer sembolle (Güneş ve bulut resmi gibi) canlandırılarak çocuğun da bu günlerde ödüllendirilmesi fayda sağlayacaktır. Aynı çizelge gün içi ıslatmalarda da işlenirse doktorunuzun da çocuğun idrar atım ritmi hakkında fikir sahibi olmasına yarar.
Alarm sistemleri: İç çamaşırına veya yatak çarşafı üzerine konan, ıslanmaya duyarlı bir parçası olan ve idrar yapılmaya başladığı an ses uyarısıyla çocuğu uyandıran bu sistemler gece ıslatmalarında başarıyla kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir. İlk günlerde çok yararlı gibi görünmese de 6-8 haftalık tedavi ile sonuç alınabilmektedir. Mesane tam boşaltılmadan çocuğun günler içinde mesanesinin dolması ile uykunun bölünmesi arasında beyinsel bir ilişki kurmasına yaramakta, bir taraftan da ilerleyen günlerde mesane kapasitesi artmaktadır.
İlaç tedavileri: Gece boyunca böbreklerin idrar oluşturma hızını azaltacak ilaçlar bu amaçla kullanılmaktadır. Gece boyunca idrarın daha az salgılanarak mesanenin dolma zamanını uzatır. Çocukların en az %70’inde iyi sonuç verir. İlaç kesildikten sonra alt ıslatmalar tekrarlayabilir. Tekrar kullanılabilir, ancak doktor kontrolü altında almak gerekir.
Güneşli günler dileği ile hoşça kalın.
Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı & Aile Danışmanı Meral HASANDAYIOĞLU
Buca Mutlu Çocuklar Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Özel Eğitim Merkezi İzmir